Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Soylu, son dönemlerde anne ve babaların gelecek endişesi nedeniyle çocuklarının eğitimine daha çok önem vermeye başladığını söyledi. Anne ve babaların sadece okullarda yetinmeyip çocuklarını dershaneler, etütler, özel dersler ve hocalarla desteklemeye, bu amaçla zaten kıt olan ekonomik güçlerini çocuklarının eğitimine harcamaya çalıştığını kaydeden Soylu “Bu durum anne ve babaların arzu ve isteklerini kamçılamakta, yüksek not ve iyi karne için çocuklarına daha fazla yüklenmelerine yol açmaktadır. Bir yandan toplumun değer yargılarını alt üst eden popüler kültür , diğer yandan her şeyin maddi olarak değerlendirildiği sosyal çevrede yaşayan çocuk ve ergen okul-dershane-sınav kısır döngüsüyle her geçen gün daha çok kaygı ve gerilim yaşanmaktadır. Anne ve babaların hatta okul ve dershanelerin yoğun başarı beklentisi bu kaygı gerilimin üzerine eklendiğinde çocuk ve ergende geriye dönüşümsüz ruhsal sorunlar ortaya çıkmaktadır. Başlangıçta ders takibi ve notları iyi olan çocuk ve ergenler bir süre sonra duyarsızlaşmaya sıkılmaya kaygı ve endişeye kapılmamaya başlamaktadır. Sınavlar ve karnede oluşabilecek herhangi bir başarısızlık çevrenin de etkisiyle çocuk ve ergende utanç, küçük düşürülme, sosyal dışlanma, ret edilme, öfke ve zorbalığa maruz kalmaya neden olabilir. Maruz kalacağını düşünemediği bu durumlarda çocuk ve ergende endişe, depresyon, intihar düşünceleri gibi ruhsal uyku ve iştah bozuklukları karın ve baş ağrısı gibi bedensel belirtiler ortaya çıkar. Bu belirti ve bulgular anne ve babaların dikkat etmesi gereken önemli uyarıcılardır ve bunların varlığında mutlaka bir uzmanla durum görüşülmelidir” dedi.
Soylu, ailelere şu önerilerde bulundu:
“Aileler karne almadan önce çocuklarında herhangi bir ruhsal değişiklik olup olmadığını incelemelerini ve bu aşamadan itibaren çocuk veya ergene yapıcı,onun kaygılarını giderici şekilde davranmalıdırlar. Düşük notlar her zaman telafi edilebilir ancak çocukta oluşabilecek ruhsal sorunlar telafi edilemeyebilir. Karnedeki notlar ne olursa olsun bunun kritiğini yapmamalı, düşük notlar için azar tehdit yada aşağılama yolu seçilmemelidir. Başarısızlık varsa bu çocuk ve ergenle oturup konuşularak değerlendirilmeli nedenleri araştırılır ve bir sonraki dönemde daha iyi bir başarı için motive edilmelidir. Şüphesiz bir öğrencinin başarısızlığı tek başına ona ait değil bir çok nedene bağlıdır. Tatili hem öğrenciler hem de aileler dinlenerek yoğun ders temposundan uzak sportif kültürel uğraşlarla doğa ile iç içe geçirmelidir. Bu durumda çocuklar ikinci yarının bilgisayar, internet, oyunlarından uzak tutulmalı daha çok deşarj olabilmeli. Fiziksel aktivitelere yönlendirilmelidirler.”