Doğan, Hızır Orucu’nu toplumun kardeşlik harcına katkıda bulunduğuna, ikicilik oluşturacak eylemlerden ve söylemlerden çok, birliği sembolize eden bir inanış ve kültür manzumesi olarak değerlendirdi. Doğan, “Bunun asıl sebebi Allah'ın, herkesi ama herkesi kendi sofrasında kabul etmesi ve rızıklarından herkesi istifade ettirmesidir. Çünkü O rahman ve rahimdir. Bu sebeble birlikte nefret etmek üzere değil, birlikte sevmek üzere yaşayalım. O zaman hakka kulluk, halka hizmet etmiş oluruz.
Hızır kültürünün Alevi inancında çok özel bir yeri bulunmaktadır. Hızır, yardım eden bir kurtarıcıdır. Türkiye'de oluşan Hızır kültünün kaynağı Hızır Peygamber'e dayanır. Hızır ile birlikte anılan bir peygamber de İlyas'tır. İkisi birden Hızır-İlyas olarak anılır. Halk dilinde Hıdır-İlyas sözü zamanla 'Hıdır Ellez' biçimine dönüşmüştür. Hızır ile ilgili halk arasında birbirinden farklı söylenceler anlatılır. İnanışa göre Hızır İlyas ile her yıl bahar başında (6 Mayıs) buluşurlar. Alevilerde Hızır inancı ve saygısı daha fazladır. Bu saygı nedeniyle her yıl Hızır için 3 gün (13, 14, 15 Şubat) oruç tutarlar. Bu orucun başlama tarihi genellikle eski takvime göre Ocak ayının son günüdür. Hızır Orucu, Nuh tufanından kurtulan halkın Allah’a şükranın bir ifadesidir. Nuh’un gemisi, tarafında fırtınaya tutulup batma tehlikesi geçirince halk 'Yetiş ey Hızır, kurtar bizi' diye feryat etmiş.
İnsanlar kurtulunca şükran için 3 gün oruç tutmuşlar. Alevilerin büyük istekle tuttukları oruç sonunda kimi yerlerde kurban kesilir. Genel olarak da halka yağlı ekmek pişirilip dağıtılır.
Yalnız Orta ve Kuzey Anadolu Bölgesinde yoğunlaşan Hubyar Ocağı mensupları Hızır Orucu'nu Hıdrellez (Hızır İlyas) Orucu adıyla 7 gün tutarlar.
Tutulan Hızır Orucu ve cemi Allah katında kabul eylesin, İslam Alemi’ne hayırlar, kardeşlik, birlik ve beraberlik vesile olmasıyla yüce Allah’tan niyaz ederim” dedi.
ALEVİ KANAT ÖNDERİ DOĞAN’DAN ‘HIZIR ORUCU’ AÇIKLAMASI
ALEVİ KANAT ÖNDERİ DOĞAN’DAN ‘HIZIR ORUCU’ AÇIKLAMASI
ACH ACH
Adıyaman
Alevi Kanaat Önderi Hasan Doğan, Hızır Orucu’nun sıkışmış ya da sıkılmış hayatların daha doğru bir şekilde değerlendirmek için tutulan bütün bu niyetlerin temel düsturu; bedenin doğru yollardan alıkoymasını engellemek, Rab’bin verdiği rızıklara şükretmek ve Allah'ın şefaatini bize ulaştıranların daim olması olduğunu dile getirdi.