Memur-Sen’den Afrin operasyonuna destek açıklaması
Memur-Sen’den Afrin operasyonuna destek açıklaması
Adıyaman Demokrasi Parkında Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı sendikalar basın açıklaması yaparak harekata destek verdi.
Memur-Sen’e bağlı sendikalar tarafından yapılan basın açıklamasında ellerinde Türk Bayrağı olan sendika üyeleri ‘Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez’ sloganları attı. Sendika üyeleri şehitlerin isimlerin isimleri okunduğunda ‘burda’ diyerek karşılık verdi.
Duaların edildiği basın açıklamasına Adıyaman Belediye Başkanvekili Sait Kutlu, Adıyaman Eski Milletvekili Ahmet Doğan ve çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Memur Sen Adıyaman İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Ali Deniz, "Askerlerimiz, vatanımızın bekası ve selameti için Afrin’de teröre karşı Zeytin Dalı Harekatını gerçekleştiriyor. Harekatın 26. günündeyiz. ‘Beklemesinler’ diyerek cepheye koşan yiğitlerimizin kimi şehitlik makamına, kimi gazilik mertebesine ulaştı. Operasyonun başlangıcından bugüne kadar ‘Düğüne gidiyoruz’ diyen 31 yiğidimizi şehadete uğurladık" dedi.
Ali Deniz açıklamasının devamında," Zeytin Dalı Harekatının gerekçelerini ve hedeflerini, anlamakta zorlananlar, yanlış anlamak için çırpınanlar, çarpıtarak anlatmak için kıvrananlar var. Türkiye’nin terörle mücadele konseptini, terör örgütlerine yönelik bitirici darbe hamlesini, savaş olarak göstermeye kalkışanlar var. Emperyal kulvarda, kapitalist blokta yer alan sözüm ona müttefik ve dost ülkelerin Türkiye’ye yönelik örtülü savaş ilanını, sivil hassasiyeti ambalajıyla perdelemeye çalışanlar var. Afrin’de yaşananlar üzerinden ortaya çıkan çok net iki fotoğraf var. Bunlardan birincisi küresel terörle mücadele konusunda bedenini taşın altına koyan, Türkiye’dir. İkincisi ise terör örgütlerinin sırtını sıvazlayan, silah ve mühimmat yardımlarıyla terör örgütleriyle stratejik ortaklık kuran, bu şekilde Türkiye’nin yoluna taş koymaya çalışan küresel şer şebekesidir. Bu yüzden, sınırımızın yanı başında cirit atmaya yeltenen terör örgütlerinin kuruluş tarihçesini, Afrin’de yaşananların çerçevesini, Afrin merkezli Zeytin Dalı Harekatının esbabı mucibesini doğru bir içerikle ortaya koymak gerekiyor. Emperyalizmin yerli lejyonerlerinin, kapitalizmin içerideki sinsi işbirlikçilerinin algılarda oluşturmak istedikleri cepheyi de ancak bu şekilde dağıtabiliriz. Zeytin Dalı, Türkiye’nin emperyalizme direnme iradesinin, emperyalistlerin Suriye’de oluşturmak istediği düzeni reddetme mücadelesinin adıdır. Afrin, emperyal aklın çöküşünü sağlayacak, sömürgen devletlerin Ortadoğu’dan göçüşünü hızlandıracak iradenin karargahıdır" diye konuştu.
Deniz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Suriye’de oluşturmak istedikleri düzen öyle kirli bir düzen ki, tarihte eşine pek az rastlanır şekilde milyonlarca insanı katletti, yerlerinden yurdundan etti. Bu, emperyalizmin toza dönüştürme stratejisidir. Toza dönüştürme stratejisi, emperyalizmin masa başında kurguladığı ve bizim medeniyet coğrafyamızda birkaç asırdır uyguladığı bir şiddet stratejisidir. Bu stratejinin uygulama aparatı, terörizmdir. Kullanışlı aptalları ise, terör örgütleridir. Emperyalizm, uluslararası hukukun oluşturduğu sızıntılardan faydalanarak bu hakikati gizlemeye çalışsa da, ortalığa saçılan cüruf, çirkef her şeyi ayan beyan bize göstermektedir. DEAŞ’ı, PKK/PYD’yi ve FETÖ’yü bu noktadan değerlendirdiğimizde, ülkemizde ve bölgemizde son beş yıldır yaşananları daha net anlamış oluruz. DEAŞ, PKK/PYD ve FETÖ arasındaki hem gizli hem de kirli ittifak, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Afrin’de yürütülen operasyona karşı içeride karşıt cephe oluşturmak için ter ve dil dökenler de bizim nazarımızda bu kirli ittifakın, tapınak şövalyeleri hükmündedir .
15 Temmuz’da FETÖ aparatıyla gerçekleştirilen işgal girişimi sırasında, sınırımızın güneyinde PKK’lı teröristlerin tetikte bekletildiği herkesin malumu. Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ ile PKK/PYD arasındaki dönüşümlü strateji de öyle. DEAŞ’la mücadele ediyor diyerek PYD’nin terör faaliyetlerinin DEAŞ’la üstünün örtüldüğünü de hepimiz biliyoruz. Daha da ötesi, DAEŞ’le mücadele hikayesi abartılarak PKK ile PYD’nin silah sermayesi artırılarak, örgütler arası dayanışmanın derinleştirildiğini de biliyoruz. Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla bu düzeni bütün çıplaklığıyla ifşa etmiştir. DEAŞ, şimdi nerede? Bazı ülkelerin Zeytin Dalı Harekatı’na karşı DEAŞ’la mücadeleyi akamete uğratmasın söylemlerinin neyi amaçladığını çok iyi biliyoruz artık.
Şimdi güvenli bölgeden bahsediyorlar. Kimin güvenliği? Emperyalizmin aparatı eli kanlı terör örgütü PYD’ye zaman kazandırmak olmasın? Birinci dünya savaşından sonra kabileleri devletleştirenler, bugün de terör örgütlerini devletleştirme peşinde koşuyorlar. Bu kez çok fena yakalandılar ve Türkiye’nin çelmesine maruz kaldılar. "