“B Planı” Adıyaman’dan Türkiye’ye yayılacak
“B Planı” Adıyaman’dan Türkiye’ye yayılacak
Adıyaman İşkur Müdürlüğü tarafından hayata geçirilmeye çalışılan “B Planı” isimli program ile Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi olan nitelikli iş gücü üretebilecek mekanizmayı işler hale getirmek hedefleniyor.
Adıyaman İşkur Müdürü Emin Yücekaya, “B Planı” isimli programın bir ihtiyacın ürünü olduğunu ve öğrencilerin akademik hedeflerinin yanında mesleki hedeflerinde olmasına olanak sağlanacağını kaydetti.
Türkiye’de piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü üretebilecek bir mekanizmanın olmadığını ve B Planının bu mekanizmaya hizmet edeceğini dile getiren Emin Yücekaya, öğrencilerin temel hedeflerinden vazgeçmeden hayata dair B planı yapmalarını sağlayacaklarını söyledi.
Geleceğin meslekleri arasında seçim yapmalarını tavsiye edeceklerini, robotik, bilişim, yazılım, kodlama eğitimleri açacaklarını dile getiren Yücekaya, “Bunu yaparken de bunaltmamak için hobisini geliştirmek istiyoruz. Bütün bunlarla birlikte bir toplumsal sosyal sorumluluk projesinde görev almalarını istiyoruz. Çocuk okulu bitirdiğinde iyi bir üniversite giremese bile bu çocuğun alternatifi olacak. Bunun için programa B Planı adını koyduk. Okullarda tanıtım gerçekleştireceğiz. Diğer kurumlarla protokol imzalayacağız. İlk öngörümüz okul yarı yılından sonra bin kadar çocuğu bu sisteme dahil etmektir. İlk uygulamanın ardından Türkiye’ye bir model olacak” dedi.
Yücekaya, “B Planı” ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“B Planı önemli bir ihtiyacın ürünüdür. Türkiye’de hem veliler hem çocuklar bir tek akademik başarıya odaklanıyor. Akademik başarıda rekabet çok katı. Bir buçuk milyon gencimiz üniversite sınavına girdiğini varsayarsanız bunların ancak yüzde 2’si istediği okula girmiş oluyor. Geriye kalan 1 milyon 300 bin öğrenci heder oluyor. Uzunca yıllar akademik başarı odaklı çalışıldığından artık belirli yaştan sonra çocuğun gidebileceği iş kalmıyor. ‘Ben eğitimliyim, nitelikli bir iş istiyorum’ diyen bir nesil var ama buna paralel olarak piyasaya dönük bir becerisi yok. İşte bu ihtiyaçtan hareketle diyoruz ki gençlerimiz akademik başarı için çalışsınlar, sınava girsinler. Bu hedefin yanında bir başka hedefte koyalım. Onlara akademik çalışmasının yanında, üç ayrı şey yapmalarını istiyoruz.
Altı aylık bir dilim koyacağız, bu altı aylık süre içerisinde üç şey yapacaklar. Meslek edinecekler, hobilerini geliştirecekler, sosyal sorumluluk çalışmasında görev alacaklar. Bunu yaparken akademik hayatlarına etki etmeyecek. Velinin rızası, öğrencinin de rızasını aldıktan sonra bu motivasyonla akademik hayatla birlikte çocuğun bir meslek öğrenmesini sağlayacağız.
Mesleki eşleştirmeyi yapacağız. Seçtiği baylıkta ilgili işi yapan yerle eşleştireceğiz ve 6 ay boyunca burayı izleyeceğiz. Öğrenme süresini ve zamanını kendisi belirleyecek. İster hafta sonu, ister hafta içi belirli saatlerde akademik hazırlığını etkilemeyecek şekilde yapacak. Bunu yaparken, bir de hobisini geliştirmeyi düşünüyoruz. Belki ilerde bir kısmı bu hobisinden hayatını kazanacak. Bunun içinde kamu kurumlarını araştırdık. Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürlüğü bize spor olanağı sağlayacak. Diyelim ki yaygın eğitimin alanına giren bir meslek veya sanatla ilgili alan seçilince, ondun kapılarını Milli Eğitim Müdürlüğü açacak.
Biz 6 ayın sonunda ciddi bir kitle ile önemli bir başarıya imza atmış olacağız. Bu modellenebilir bir şey olarak Türkiye’nin önüne koymuş olacak.”